1974’te tanıtılan Aston Martin Lagonda, en zenginler için tasarlanmış 4 kapılı lüks bir sedandı.
13 yıllık ömrü boyunca Lagonda, 1986’da üçüncü nesli için tek bir makyaj aldı.

Lagonda, 1. günden itibaren geniş, düz ve sivri uçlu oldukça tuhaf bir tasarıma sahipti. O zamanlar insanlar bunu çirkin buluyordu.
Ancak Aston, jilet benzeri dış tasarımı değiştirerek daha yuvarlak bir görünüm kazandırmak amacıyla makyajı tanıttı.

İçeride, Lagonda aynı lüks ve mükemmel hazırlanmış iç mekana sahipti. Vites, hız, motor sıcaklığı ve diğerlerini gösteren dijital bir gösterge paneline sahip ilk üretim otomobiliydi. Ekran da reaktifti ve açık bagaj kapağı veya uzun huzme işareti gibi farklı uyarılar gösteriyordu.

Oldukça sıra dışı, direksiyon simidinin soluna, farklı geçiş düğmeleriyle dolu dev bir düz düğme paneli yerleştirildi.

Bugün çoğu özellik eski gibi görünse de, Lagonda o zamanlar en son teknolojiyle donatılmıştı.

Kaputun altında herhangi bir değişiklik yapılmadı, Lagonda hala 300 hp ve 406 Nm güç üreten 5.3 litrelik V8 motora sahip.
80’lerde insanların beklemeyeceği bir şey olan Lagonda’nın her iki tarafında da elektrikli yakıt kapısı bulunuyordu, bu nedenle sedan’a yakıt ikmali daha kolaydı.

Lüks salonda Aston Martin’s yerine Lagonda rozeti vardı.

70’lerin başında mali sıkıntılarla karşı karşıya kalan Aston Martin, 1974’te Lagonda dört kapılı modelini tanıttı, ancak modelin pazarda önemli bir başarı elde ettiği 1976 yılına kadar değildi.
1976’da kama şeklindeki Lagonda, sıra dışı tasarımıyla dünyayı salladı. Biraz Lamborghini Countach’tan ve biraz da Lancia Stratos’tan ilham aldı. Aston Martin, Lagonda markasını canlandırmaya çalıştı ve bu yüzden arabada Aston Martin rozetleri yoktu. Kaputta, direksiyon simidinde, yakıt kapaklarında ve bagajda sadece Lagonda rozeti vardı.

Dar bir ön uçta uzun, düz bir kaput ve bir çift açılır far, otomobilin benzersiz bir imzasıydı. Ön tampona ve dönüş sinyallerine iki ışık daha yerleştirildi. Araba da çok genişti, sırf virajlarda daha hızlı olması için. Çatıda, alışılmadık yerleştirilmiş bir sunroof vardı. Sıra dışıydı çünkü ön koltukların üzerinde bulunan olağan sistemlerin aksine arka koltukların üzerine yerleştirildi.

İçeride deri kaplı dört koltuk vardı. Elektrikli ön koltukların kontrolleri ile başlayan ve eksiksiz bir LED gösterge paneli ile devam eden tüm iç mekan fütüristikti. Arka koltuklar sıkışıktı ve onlara erişim zordu. Ama yine de arka yolcuların kendi iklim kontrol üniteleri vardı.

Kaputun altında, dört kamlı karbüratörlü 5.3 litrelik bir V8 motor vardı. Standart şanzıman 5 vitesli bir manueldi ve 3 vitesli otomatik bir seçenek olarak sunuldu.