Japon pazarında kei-car segmenti çok önemli olduğu için Subaru, R1 adlı bu küçük, iki kapılı araçla rekabet etmeye çalıştı.
Tüm Japon otomobil üreticilerinin kei-car segmentinde kendi iç pazarlarına sunacakları bir şey vardı ve Subaru’nun sadece Japonya dışında satılan araçlara güvenme lüksü yoktu. Japon standartlarına göre, bu segmente uyan bir otomobil vergi indirimlerinden, daha düşük park ücretlerinden ve diğer finansal avantajlardan yararlandı. Subaru zaten R2’yi satmıştı, ancak daha da küçük bir şey sunmaya çalıştı: R1.

Temel olarak, R2’nin üç kapılı versiyonuydu, ancak bundan daha fazlasıydı. Daha kısa bir dingil mesafesi ve azaltılmış toplam uzunluğa sahipti. Ön fasya, tamponda üç kepçe ve bir çift dikey olarak monte edilmiş far ile aynı “uçak” tasarımına sahipti. Araba, B sütununa kadar R2’ye benzerken, oradan farklıydı. Arkada, küçük yan camlar ve eğimli bir arka uç bulunuyordu.

İçeride sadece iki yolcu için yeterli alan vardı ve arka koltuklar için seçenek yoktu. Şaşırtıcı bir şekilde, otomobil üreticisi araca deri ve Alcantara iç mekan seçeneği sunmuş. Otomobil üreticisi bütçeye uygun bir araç yapmak istemedi ve güç aktarma seçeneklerinde bunu fark etmek kolaydı.

Subaru, R1’i tüm seri için standart bir CVT ve iki motor seçeneği ile donattı: doğal emişli veya süper şarjlı versiyon. İkincisi, dört tekerlekten çekiş sistemi ile mevcuttu ve STi olarak etiketlendi.