1982’de BMW, küçük, iki kapılı, kompakt aracı olan 3 Serisi’nin ikinci neslini sergiledi.
E30, Alman otomobil üreticisi için bir kilometre taşı olarak kabul edildi.

Tasarımı basitti. Düz çizgiler, dört yuvarlak far ve hafif eğimli duruşu çekiciliğinin bir parçasıydı. Dikkat diye bağıran bir araba değildi ama herkesin ilgisini çeken bir arabaydı. Her bütçeye ve her ihtiyaca uygun motorlar sundu.

Kupa dört yerine iki kapıyla sunulsa bile, aynı dingil mesafesine ve aynı toplam uzunluk veya yüksekliğe sahipti. Ön panjur, selefi E21 ile karşılaştırıldığında daha düzdü. 1987 yılında, bir orta yaşam döngüsü yenilemesi eklendi ve kromlu dış detaylar siyah olarak değiştirildi. Farlar ve arka lambalar yeni bir tasarım almıştı.

Motor bölmesi için Alman mühendisler, 1.8 litrelik bir ünite ile başlayan ve 2.7 litrelik bir versiyona kadar güç santralleri kurdu. İkincisi ekonomi için yapıldı ve en güçlü versiyon değildi. M3’ün en iyi performansının yanı sıra, en hızlı versiyon, 192 beygir gücünde 2.0 litrelik bir motora sahip 320 iS idi. 100 hp/litre değerindeki sihirli rakama çok yakındı.

Araba, turboşarjlı dizel motorlar ve yalnızca 2.5 litrelik ünitede bulunan dört tekerlekten çekiş sistemi gibi 3 Serisi için birkaç teknik yenilik getirdi.