1995 Avrupa standartları için genellikle geniş bir aile sedanı olarak tanımlanan Carisma, Volvo S40 ile aynı platform üzerine inşa edilmiş kompakt boyutlu bir araçtı.
Mitsubishi’nin Avrupa orta boy sedan segmentinde Ford Mondeo, Renault Laguna veya Volkswagen Passat ile rekabet edebilmek için bir araca ihtiyacı vardı. Ancak bunu kendi başına yapamadı ve Volvo ile birlikte ortak bir platform oluşturdu ve motorları ve teknolojileri paylaştı. Volvo’nun Renault ile zaten bazı anlaşmaları vardı ve bu, iki otomobil üreticisinin Mitsubishi Carisma/Volvo S40 için dizel versiyonları sunmasına yardımcı oldu. Teknik platform dışında, iki araç estetik veya stilistik özellikleri paylaşmadı.

Mitsubishi, cesur bir duruş sergileyen bir otomobil sunma fırsatını kaçırdı. Kavisli farlarına ve bölünmüş ızgara görünümüne rağmen, Avrupalı müşterilerin aradığı şey bu değildi. Bir İngiliz şirketi olan TWR (Tom Walkinshaw Racing), Carisma’nın biraz değiştirilmiş bir versiyonunu hayal etti ve 1995 Londra Motor Show’da sergiledi. Ne yazık ki, bu sadece konsept otomobil olarak kaldı.

İçeride Mitsubishi, otomobilin ayrıntılı bir tasarıma ve yüksek kaliteli malzemelere sahip olması gerektiğini düşünmedi. Arabayı rakiplerinden daha ucuz hale getirmeye çalıştı ama bu çok açıktı. Deri kaplı iç ve yumuşak malzemelerle sunulan Mondeo’nun aksine, Carisma kumaş döşeme ve sert plastik gösterdi.

Kaputun altında Japon otomobil üreticisi bir hata daha yaptı. Arabayı rekabetçi bir fiyata sunmaya çalıştı, ancak bu, o zamanlar için “büyük” kabul edilen bir araca 1.3 litrelik bir motor takmalarını sağladı. Renault’dan alınan 1.9 litrelik turbo dizel daha iyi bir alternatif olarak görülüyordu, ancak otomobilin satışlarını artırmaya yetmedi. 2004 yılında Mitsubishi, Carisma serisinden fişi çekmeye karar verdi.