Suzuki, Vitara’nın ilk neslini temel alan bir coupe ile piyasada yeni bir yaklaşım denedi ve bu küçük Japon otomobil üreticisi için en iyi fikir değildi.
Arada bir, bir otomobil üreticisi piyasaya farklı bir şey sunmaya çalışır. Bazen en çok satanları vurdu, bazen duvara çarptı. Suzuki için X-90 o kadar kötüydü ki piyasada sadece iki yıl sonra fişi çekmek zorunda kaldı.

Arabanın ön tarafında herhangi bir sorun yoktu. Normal Vitara’dan çok uzak olan yuvarlak farlara ve şekillere sahipti. Ancak başlıktan sonra gelenler farklı bir hikayeydi. Piyasadaki diğer SUV’lardan farklı olarak, X-90 iki kapılı kısa bir kabine ve arka cam için ani bir düşüşe sahipti. İki kapılı üç kutulu bir SUV-coupe idi. Düz bagaj çok küçüktü ve içine eşya yerleştirmek zordu.

İçeride, spor bir araba olmamasına rağmen sadece yüksek destekli iki koltuk vardı. İyi yanı, bagaja yerleştirilebilecek iki çıkarılabilir cam panelli targa çatıya sahip olmasıydı. İçi dardı ve yeterli diz mesafesi için koltukları geriye itmek için yeterli alan yoktu.

X-90, Vitara ile aynı aktarma organları ile mevcuttu. Hatta düşük menzilli vitesli bir transfer kutusuna sahipti. Ancak alıcıların ona bakmasını sağlamak yeterli değildi.